PSİKİYATRİ NEDİR?
Psikiyatri (ruh hekimliği), Psikiyatrist (ruh hekimi) kelimelerinin diğer meslek isimleriyle karıştırılması yaygın bir durumdur. Aynı zamanda psikiyatrinin bazı kişiler ve başka meslek grupları tarafından suistimal edilmesiyle de karşılaşıyoruz.
Psikiyatri bir tıp dalıdır ve ana ilgi alanı beyindir. Günlük dilde ve konuşmada ruh hastalığı, akıl hastalığı, anksiyete, depresyon, sinirlilik, kaygı, kişilik bozukluğu, … denilen durumlar vardır. Bu durumlar temel olarak duygu, düşünce ve davranışlardaki değişikliklerle kendini gösterir. Psikiyatri bu hastalıkların tanı ve tedavisi ile ilgilenir.
Ruh-zihin gibi kavramların vücudun işlevlerinden bağımsız olduğunu düşünmek yaygındır. Beynin duygu, düşünce ve davranışlarla ilgili işlevlerini psikiyatriye de adını veren “ruh” kavramıyla anlıyoruz.
İnsan varlığını şekillendiren işlevler, tüm işlevler gibi hem bedensel hem de dış koşullardan etkilenir. Vücutta ve dış çevrede meydana gelen değişikliklerin psikiyatrik hastalıkların ortaya çıkması üzerindeki etkisinin derecesi bir hastalıktan diğerine değişebilir. Örneğin beyin tümörlerine bağlı ruhsal hastalıklarda fiziksel faktörlerin etkisi daha fazla olmasına rağmen, olağanüstü deneyimlere tepki olarak ortaya çıkan ruhsal travmalarda dış etkenler belirleyicidir.
Psikiyatrik hastalıkların tedavisinde hastalıkların özelliklerine göre farklı yöntemler uygulanmaktadır. Mesleğimiz doğrudan vücuda uygulananların ki bunlar; psikotrop ilaçlar, TMS (transkraniyal manyetik stimulasyon tedavisi, EKT (elektrokonvülsif tedavi vb.) yanı sıra, kişilerin duygusal ve düşünsel özelliklerini ya da ilişkilerindeki değişkenleri ele alan yöntemleri de (psikoterapi) içerir. Bu yöntemler sadece eğitim almış kişiler tarafından uygulanabilir.
Psikiyatri bilgi ve uygulamaları bilimsel verilere dayanmalıdır. Son zamanlarda, beyin ile ilgili araştırmalar ve beynin fonksiyonlarını açıklayan bilgilerde artış olmuştur. Bu durum tedavi yöntemlerinde geçmişe göre daha hızlı değişimlere yol açmıştır. Ancak yeni bir tedavi yönteminin veya ilacın deneysel çalışma kapsamına girebilmesi için bilimsel ve etik olarak tanımlanmış süreçlerden geçmesi, etkinliğini kanıtlaması ve meslek camiası tarafından kabul görmesi gerekir.
Bu kapsamda, henüz deneysel aşamada olan tedavilerin kullanılması ne kadar sakıncalı ise, sohbet havasında geçen görüşmelerin de psikoterapi başlığı altında kullanılması, lanse edilmesi ve pazarlanması o derece sakıncalıdır. Meslek ilkelerine aykırıdır. Teşhis ve tedavi arayan vatandaşlarımızın bu konuda bilgilendirilmesi psikiyatri hekimleri olarak bizlerin en temel görevidir.