Kronik Tıbbi Hastalıklarda (Kanser, MS, Diyaliz vb) Psikolojik Desteğin Önemi
Kronik hastalarda psikolojik destek zannedilenden çok daha önemli. Bunun yanı sıra kronik hastalıklar yaşayan kişilere verilen psikolojik desteğin yalnızca hastalık süreci içinde değil sonrası için de önemli olduğunu söylemek gerekiyor.
Kronik Hastalıklar Yalnızca Hastayı Değil, Aileyi de Etkiliyor!
Kanser ya da MS gibi hastalıkların fizyolojik olarak farklı sebepler dolayısıyla meydana geldiğini söylemek mümkün. Hayatı tehlikeye atan ve ölüm ile karşı karşıya kalmalarına yol açan bu hastalıklar hastalarda şok ve inkar tepkisi doğuruyor. Bu tepkiyi ise genellikle kaygı bozukluğu, depresyon ve öfke takip ediyor. Pek çok hasta ilk süreçte hastalığın kabul edilmesi konusunda büyük bir zorluk yaşıyor. Bu duruma sebep olan etkenleri düşünürken genellikle kendini suçlamaya başlıyor. Belirli bir süre boyunca devam eden inkar evresi genellikle kendini kabul etmeye ve durumla yüzleşmeye bırakıyor. Tüm bu süreçlerde kronik hastalıklar ile karşı karşıya kalan kişilerin profesyonel olarak psikolojik destek almalarını çok önemli olduğunu mutlaka söylemek gerekiyor.
Dünya Kanser Raporunda belirtilen veriler kanser hastalarının nüfusun geneline göre çok daha ciddi düzeyde stres tepkisi gösterdiğini beyan ediyor. Kronik tıbbi hastalıklarla karşılaşan hastaların çevreleri ve yakınları genellikle onlara yoğun bir ilgi sunuyor. Fakat yakınları tarafından verilen psikolojik desteğin profesyonel olmadığını ve hastaların psikolojik desteğin altında acıma duygusunun yaptığını düşündüğünü söylemek gerekiyor.
Kronik hastalıklar yalnızca hastalanan bireyi etkilenmez. Aileyi ve yakın çevreyi de etkileyen bu hastalıklar bütün hayatın tamamen değişmesine yol açar. Kronik bir hastalık ile karşılaşan ve hayatta kalmaya çalışan bireyin ailesinin strese verdiği tepki ve uyum sağlama becerisi bu doğrultuda çok önemli bir rol oynar.
Ne yazık ki her aile yeterince başarılı şekilde krizlere müdahale edemez. Kronik bir hastalığa yakalanan kişilerin aileleri sosyal desteğin varlığından haberdar olmak ister. Geniş ailelerinden, akraba ve arkadaş çevrelerinden destek görmek isteseler de görmek istedikleri desteğin acıma duygusundan arındırılmış olmasını talep ederler. Ancak hastalık durumu tamamen yeni olduğu ve insanların vereceği tepkiye karar veremedikleri için bu durumun kesinlikle çok daha zor hale geldiğini söylemek yanlış olmaz.
Kronik Hastalıklar Yoğun Bir Kaygı ve Stres Unsuru Olabilir!
Kanser hastalarında psikolojik destek sürecin daha başarılı şekilde atlatılması konusunda çok önemli bir rol oynuyor. Ancak bu durumda göz ardı edilen önemli bir etken olduğunu mutlaka söylemek gerek. Kanser hastalığı ile karşılaşan ve bunun için tedavi sürecinde olan hastaların ailelerinin ve yakın çevrelerinin de profesyonel psikolojik destek almaları önemli.
Eğer yakın çevrenizde veya ailenizde kronik bir hastalık ile boğuşan insanlar varsa onlar için nasıl bir yol izlemeniz ve nasıl davranmanız gerektiğini bilmiyor olabilirsiniz. Bu durumda her iki tarafında mümkün olan en sağlıklı iletişim kurabilmesi için psikolojik olarak profesyonel bir destek almaları önemli.
Kronik hastalıklar ile ilgili dile getirilmesi gereken en önemli bilgilerin arasında çok ciddi bir kaygı ve stres unsuru olduğu bulunuyor. Hayatınızda yeni bir gelişme olmamasına rağmen sizin ya da yakın çevrenizin kronik bir hastalık ile boğuşuyor olması hiç bitmeyen bir kaygı ve stres unsuru ile yaşamaya yol açıyor. Bu süreçte hem hastanın hem de yakın çevresinin psikolojik destek alması uyum becerilerini desteklemek, baş etme becerilerini geliştirmek ve kriz yönetimi konusunda daha güçlü olmak adına çok önemli bir rol oynuyor.
Desteklenen Bireyler Hastalığı Daha Hızlı Kabul Ediyor!
MS hastalarında psikolojik destek sayesinde hasta tarafından hastalığın kabul edilmesi çok daha kolay hale geliyor. Hastalığın etkilerinin değişkenlik göstermesiyle birlikte tedavi süreci de değişiyor olsa da destek mutlaka aynı olmalı. İlk etapta hastalık için kendini yeterince hazırlanmamış olan dolayısı ile hastalığı kabul etmekte zorlanan bireyler sosyal destek gördükleri takdirde hastalığı daha hızlı kabul ediyor. Bu doğrultuda hastalığın daha hızlı şekilde kabul edilmesi tedavi sürecine daha hızlı başlanması ve etkilerinin daha hızlı görülmesi konusunda da önemli bir rol oynar.
Hastalıklarda meydana gelen psikolojik sorunlar kişiden kişiye değişse de anksiyete ve sinir probleminin neredeyse bütün kronik hastalarda görüldüğünü dile getirmek mümkün. Bu sürecin çok daha hassas geçtiğini söylemek ise kesinlikle yanlış değil. Bu doğrultuda kronik bir hastalık ile karşılaşan kişilerin mutlaka psikolojik destek almaları gerektiğini de dile getirmek gerekiyor. Diyaliz hastalarında psikolojik destek almak ve psikolojik destek sayesinde sosyal çevre ile uyumlu hale gelmek tedavi sürecinde moral bozukluğu ile karşılaşmaya neden olmuyor. Bu durum tedavinin daha hızlı şekilde sonuç vermesi konusunda da önemli bir rol oynuyor.
Kronik Hastalıkların Tedavisi Sonrasında Psikolojik Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Kronik hastalıklarda psikolojik destek almanın önemi elbette göz ardı edilmeyecek kadar önemli. Ancak hastalığın tedavisi esnasında verilen psikolojik desteğin sonrası içinde devam etmesi gerektiğini dile getirmek gerekiyor. Kronik hastalık süreci ve tedavi sürecinde yakın çevre ve aile tarafından bireye çok yoğun bir ilgi veriliyor. Haftalık süreci sona erdiğinde ve tedavi süreci tamamlandığında bu ilginin aniden ve tamamen çekilmesi bireyin kendini yalnız hissetmesine yol açarken moralsizlik ile karşı karşıya kalmasına da neden oluyor. Dolayısıyla bu gibi durumlarda tedavi sonrasında dahi psikolojik yaklaşımın çok önemli olduğunu mutlaka dile getirmek gerekiyor.